Şebnem Ferah 2009
İstiklal caddesi kadar
bir sokak gordum ruyalarimda gecelerce
hic sana cikmadi
sadece yarim saat tutustuk elele
o saat durmadi
sana hic degmedi
gozumden damlayan yas
denizi bulmadi
dusunuyorum
ne kadar sevmis olabilirim
dusunuyorum
sen ben gece ve bir yol
baska bir sey
yok elimde hafizamda
dusunuyorum
ne kadar yer etmis olabilir
istiklal caddesi kadar
istiklal caddesi kadar
anlari birer birer
topladim sakladim
tarihin ortasinda
gelecek aradim
hucreme girdin dokundun hucrelerime
buluttum damladim
cumleler kacti dagildi dort bir tarafa
sadece noktayim
dusunuyorum
ne kadar sevmis olabilirim
dusunuyorum
sen ben gece ve bir yol
baska bir sey
yok elimde hafizamda
dusunuyorum
ne kadar yer etmis olabilir
istiklal caddesi kadar
istiklal caddesi kadar
eğer olduğun gibi geleceksen
olduğum gibi seveceksen
merhaba, zamanın ellerinden
merhaba, tut vakit kaybetmeden
dünyanın bütün günlerinden
en güzel günü bugün olsun
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
eğer olduğun gibi geleceksen
olduğun gibi görüneceksen
merhaba, zamanın gözlerinden
merhaba, bak vakit kaybetmeden
dünyanın bütün nehirlerinden
sözlerimiz seslerimiz aksın
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
tam olduğun gibi tam göründüğün gibi
tam hissettiğin gibi istediğin gibi
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
hayattan hayallerinden istediğinden bahset
düşünden düşündüklerinden hepsi olmuş farzet
Şebnem Ferah – Benim Adım Orman
İçimden geçeceksen eğer
Buradayım yürü üzerime
Ateş şiir hepsi benim hazırım ben..
Gel gel gel gel
İstersen dinlen içimde
Köklerimden bir şarkı var dilimde
Çıplak ayaklarla gez her köşemde
Gel gel gel gel
Benim adım orman
Örtü yaptım yapraklardan
Serdim herkesin üstüne
Biz hepimiz uyuduk bittik yalnızlıktan
Yeşildim olabildiğince
Yaşlandım maviye değince
Hem gündüz hem gece aklına düşünce
Gel gel gel gel
Benim adım orman
Örtü yaptım yapraklardan
Serdim herkesin üstüne
Sür yüzünü yüzüme korkma yalnızlıktan
Benim adım orman
Örtü yaptım yapraklardan
Serdim herkesin üstüne
Sür yüzünü yüzüme korkma yalnızlıktan
Şebnem Ferah – Yalnız
kim bilir neler neler gecti basindan
kimse boyle yalniz olamaz
anlat birer birer tut ellerimden
kimse boyle kuskun olamaz
cizgi cizgi yuzunde
golgeli gozlerinde
agir sessizliginde
neler neler var
ne hikayeler var
her bahar oncesinde
kardelene donusmeyi
kopmayi koparilmayi anlat
karanlikla dans etmeyi
sonra olmeye yatmayi
kahpe dunyayi anlat
titreyen cenende dunya devrilmis
kimse boyle uzgun olamaz
gozlerin dolu dolu hayatin da oyle
kimse boyle yorgun olamaz
hep goz pinarinda
duran o gozyasinda
akmaya hazirlanan
neler neler var
ne hikayeler var
her bahar oncesinde
kardelene donusmeyi
kopmayi koparilmayi anlat
karanlikla dans etmeyi
sonra olmeye yatmayi
kahpe dunyayi anlat
uzaklara dalip gitme
gozlerin de dolmasin
kimse boyle yalniz olmasin
her bahar oncesinde
kardelene donusmeyi
kopmayi koparilmayi anlat
karanlikla dans etmeyi
sonra olmeye yatmayi
kahpe dunyayi anlat anlat
Eski
eski bir şiir eski bir hikaye
eski bir ezgi var aklımda
herkes hayattaydı bildiğim herkes
hiç korku yoktu
yoktu aklımda
eski bir kitap eskimiş resimler
eski bir şarkı var aklımda
sevdiğim birini hiç kaybetmemiştim
kaybetmek yoktu
yoktu aklımda
sıradan basit bir günün uğruna
hiç dua etmemiş hiç yalvarmamıştım
sen nasıl başardın
yüz yıllık ağaç gibisin
nasıl böyle kaldın
büyürken eskimeyen eskise de değerlenen
sen nasıl başardın
yüz yıllık ağaç gibisin
nasıl böyle kaldın
yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın
eski bir oyun eski bir sokakta
eski bir hırka var omzumda
aşka inanırdım her hücremle
hiçbir yük yoktu
yoktu omzumda
sıradan güzel bir günün uğruna
hiç dua etmemiş henüz yalvarmamıştım
sen nasıl başardın
yüz yıllık ağaç gibisin
nasıl böyle kaldın
büyürken eskimeyen eskise de değerlenen
sen nasıl başardın
yüz yıllık ağaç gibisin
nasıl böyle kaldın
yoksa sen de sadece öyle duranlardan mısın
Mahalle
kalbimin topraklarina mezarlar kazdin
her birinin ustune gokdelenler koydun
aklimin yapraklarini bir bir kopardin
binalarin ust katlarina suslu teraslar yaptin
gecer gider sandin gecmedi gitti
kurdugum bu mahalle haritadan silindi
aklimin sokaklarini arar sorarken
kim bilir ben kac kalp kirdim
zamanin istasyonunu trenler gecerken
kim bilir kac kez kacirdim
uykumun masallarini her gece anlattin
dinledim defalarca seni kahraman yaptim
kurdugum mahallenin her sokaginda
utanmadin gecelerce sovdum saydin
gecer gider sandin gecmedi gitti
kurdugum bu mahalle haritadan silindi
aklimin sokaklarini arar sorarken
kim bilir ben kac kalp kirdim
zamanin istasyonunu trenler gecerken
kim bilir kac kez kacirdim
Ateşe yakın
bir mum yaktığım
o akşam seni andım
korkuyu savdığım
her anı hatırladım
gittiğin günden şimdiye
her şey aynı sadece
çok özledim
her kahraman gibi erken gittin
gördüğüm en son ışık
parıltı sendin hep parlardın
dinlendiğin o sarmaşık sonra soldu
hep uçtun ateşe yakın
bir kayık iki kürek
ay parlak asil yürek
biraz rakı biraz azık
belki hayat bu demek
göçtüğün gün ben tesadüfen
düşümde gördüm veda ederken
çok özledim
her kahraman gibi erken gittin
gördüğüm en son ışık
parıltı sendin hep parlardın
dinlendiğim o sarmaşık sonra soldu
hep uçtun ateşe yakın
Serapmış
güneş batınca fark ettim
bütün hayallerim caddeye uzanmış
tüm doğru bildiklerim asfalta akmış
hepsi serapmış
birileri var önümde gerimde
her yanımda yüreğimde
kalabalığın içinde dışında
her yerde yalnızlığımda
karaya oturmuş eski bir gemide
gölgesinden sıkılmış söğütte
baktığım her yerde her aynada
mutluluktan sürülmüş
sanki yasaklanmış biri var
ellerinden içilmiş şarapta
gözlerinden okunmuş şiirde
baktığım her yerde her aynada
mutluluktan sürülmüş
sanki yasaklanmış biri var
güneş batınca fark ettim
bütün hayatım caddeye uzanmış
yolun tam yarısında asfalta akmış
her şey serapmış
birileri var önümde gerimde
her yanımda yüreğimde
kalabalığın içinde dışında
her yerde yalnızlığımda
karaya oturmuş eski bir gemide
gölgesinden sıkılmış söğütte
baktığım her yerde her aynada
mutluluktan sürülmüş
sanki yasaklanmış biri var
ellerinden içilmiş şarapta
gözlerinden okunmuş şiirde
baktığım her yerde her aynada
mutluluktan sürülmüş
sanki yasaklanmış biri var
İnsanlık
aynıydı gökyüzümüz
savrulduk her birimiz
insanlığa ne oldu
masumdu gözlerimiz
adildi kalplerimiz
insanlığa ne oldu
ormandık kül olduk
insandık kul olduk
kaybettik savrulduk
ayrıldık ayrı kaldık
bittik artık
farklıydı seslerimiz
aynıydı gerçeğimiz
insanlığa ne oldu
berraktı umutlarımız
çekingendi hırslarımız
insanlığa ne oldu
ormandık kül olduk
insandık kul olduk
kaybettik savrulduk
ayrıldık ayrı kaldık
ormandık kül olduk
insandık kul olduk
insanlığın kalbinde
alnında kurşun olduk
bittik artık
Bazı aşklar
en son gördüğüm rüya
en son yazdığım şarkı
hepsini sana anlatmazsam
hepsini sana söylemezsem
hepsini seninle paylaşmazsam
eğer sen duymazsan
yarım kalırlar
yetim kalırlar
küskün kalırlar
aynı sen ve ben gibi
sen ben bitmeyen şiir
sen ben bitmeyen şarkı
boynunun omzunla buluştuğu
hem serin hem ılık çukurdan
yavaş yavaş yudum yudum su içtim
sonra kayboldum
bazı aşklar
yarım kalırlar
yetim kalırlar
aynı sen ve ben gibi
Uçurtma
gelmişim geçmişim
birden aniden buharlaştı
bol kitaplı bir odada
dünya yavaşça önümde uzandı
ben en güzel şarkımı henüz yazmadım
ben en güzel şarkımı henüz yazmadım
yel değirmeni rüzgarla
rüzgar uçurtmayla geldi
uçurtma bir çocuğun gözünden
dünyayı korkuyla seyretti
kaldırımda bir güvercin
birden yüzüstü yere uzandı
kundağında kundaklanan bir ruh
vicdanlardan göğe taştı
ben en güzel şarkımı henüz yazmadım
ben en güzel şarkımı henüz yazmadım
yel değirmeni rüzgarla
rüzgar uçurtmayla geldi
uçurtma bir çocuğun gözünden
dünyayı korkuyla seyretti